İş dünyası ve beraberinde satış dünyası, küreselleşme ve hızla olan değişim ve gelişim ile rekabetin arttığı bir alan olmuştur. Bu nedenle organizasyonlardaki yöneticiler ve çalışanlar bu hızlı değişim ve rekabete ayak uydurmak zorundadır. Rekabetin getirdiği zorlu mücadele, organizasyonlarda yöneticilerin ve çalışanların yönetme ve çalışma şekillerini yeniden gözden geçirme gerekliliğini doğurmaktadır.
Organizasyonlar için motivasyon, artan rekabet ve hızla değişen dünya koşullarında organizasyonun sürekliliği için önemli bir unsurdur. Çalışanları motive eden unsurlar küreselleşen dünyada insanların ihtiyaçlarının karşılanmasına bağlı olarak hızla değişmektedir. İş dünyasında eski yönetim tarzında ücret, tek başına çok güçlü bir motivasyon aracı iken günümüzde tek başına yeterli değildir. Artık çalışanlar yöneticilerinin kendilerini geliştirmelerini ve yaptıkları işte bir anlam ve amaç bulmak istemektedirler.
Satış ekiplerinin motivasyonunu sağlayacak etmenler için şunlar söylenebilir
İş görüşmesinin bitiminde ‘’ Sormak istediğiniz bir soru var mı?’’ dendiğinde ‘’ Sorum yok, teşekkür ederim’’ diyerek asla geçiştirmeyin. Çünkü burada işe ne kadar ilgili, istekli ve işle ilgili ne kadar farkında olduğunuzu göstermek veya iş teklifini kabul etmeden önce bilmeniz gereken konular hakkında bilgi edinmek için harika bir fırsat var.
İşveren sizi anlamaya çalışırken sizin de şirketi iyi analiz edebilmeniz doğru karar vermeniz açısından önemli.
Önce hangi soruları sormamalıyız kısmından başlamak istiyorum. Sorulmaması gereken sorular ile ilgili cevapları bilmek elbette hakkınız. Ancak bu cevapları ilk görüşmede değil devam eden görüşmelerde sormanız veya kendi yöntemleriniz ile bilgi edinmeye çalışmanız iyi bir izlenim bırakabilmeniz açısından daha doğru. Aşağıda sıraladığım sorulara lütfen şu bakış açısı ile bakın. Çok istediğiniz bir şirket/ iş olduğunu düşünün ve bu sorulara aldığınız yanıtlar hoşunuza gitmese bile işi kabul edeceksiniz. Çok kurumsal görünen şirketler de bile eğitim, kariyer planı, sosyal olanaklar konusunda her şey beklediğimiz gibi olmayabiliyor. Dışarıdan harika görünen bir sürü şey içeri girdiğinizde bambaşka olabiliyor. Bu soruları sorarak aslında kendi öncelikleriniz ile ilgili karşı tarafa da bir bilgi vermiş oluyorsunuz.
İnternette araştırdığınızda bu soruların sorulması gereken sorular arasında olduğunu göreceksiniz. Ben ise tam aksini söylüyorum. Sebepleri ile birlikte açıklayacağım.
Bu sorunun karşı tarafta şöyle bir imaj bırakması yüksek olasılıkta.
‘’ Ben kendime pek güvenmiyorum da sizin desteğiniz benim için çok önemli. Eğitim almadan başarabilir miyim emin değilim.’’
İşe alışmanız için işverenin bir planı mutlaka olmalı evet. Orası kesin. Ancak bunu öğrenmenin zamanı ilk iş görüşmeniz değil. Ve Türkiye’ de birçok şirketin düzgün planlanmış bir oryantasyon sisteminin olmadığını düşünürsek böyle bir soru ile işverene yanlış bir mesaj vermenin riskine girmeye gerek yok.
Bu konu elbette önemli ancak ilerleyen aşamalarda öğrenmeniz ya da kendi imkanlarınızla bir şekilde bilgi edinmeniz daha doğru. Çünkü işverende yarattığı algı ‘’ Ben esnek biri değilim, mesai saatleri benim için önemli. Ulaşım da çok önemli ve önceliklerim arasında. Ulaşımda sorun yaşayacaksam ben yokum. ’’ Herkes makul mesai saatleri ile çalışmak ve işyerine rahat ulaşmak ister. Orada sorun yok. Bir önceki soruda olduğu gibi önceliğinizin bu olduğu algısını yaratmaya hiç gerek yok.
Bu soruyu yönelttiğiniz işverenin çalışacağınız pozisyon için bir kariyer planı yoksa, sizin hırslı biri olduğunuzu düşünerek ‘’ Biz bu arkadaşı elimizde tutamayız. Çok hedef odaklı’’ algısı yaratabilir. Hedeflerinizin olduğu ve gelişime istekli olduğunuzu göstermek açısından soruyor olmanız güzel. Fakat özellikle orta ölçekli işletmelerde net bir kariyer planlaması olmadığı için sorunuz, işverene sizin orada çok fazla kalmayacağınızı düşündürebilir.
Şirketin net bir eğitim planı veya bütçesi olmayabilir. Yine gelişime çok odaklı ve olanak sunulmadığında mutsuz olacak bir çalışan izlenimi verebilirsiniz. Çok istediğiniz bir iş veya kariyeriniz için önemli bir hamle olacak bir pozisyonu sadece eğitim olanağı yok diye red etmezsiniz değil mi? Bir önceki soruda olduğu gibi gelişiminize önem veriyor olmanız her şirkette aynı etkiyi yaratmayabilir hatta negatif bir durum bile oluşturabilir.
Bu soru sizin şirkete daha şimdiden güvenmediğinizi veya şüpheci bir yaklaşım sergilediğinizi göstererek işvereni rahatsız edebilir. Bilmek merak etmek tabii ki hakkınız ama yine belirtiyorum ilk görüşmede değil.
Peki neler sormalıyız?
Az önce sıraladığım soruların hepsi kendinize odaklı farkındaysanız. Ben bunun tam tersini öneriyorum. Yani işe, şirkete veya departmana odaklı sorular sormalısınız. Hem işi ve şirketi daha iyi anlamak adına hem de ne kadar ilgili ve istekli olduğunuzu göstermek adına önemli. Sorduğunuz sorular iş ilanında veya internet ortamında kolayca ulaşılabilecek konular olmamalı. Sorularınızı hazırlamadan önce sıkı bir araştırma yapıp, araştırdığınızı da belli edecek kaliteli ve nitelikli sorular hazırlamalısınız.
Son üç soru önceki sorulara benzer bir soru sorduktan sonra işverene yöneltilebilir. Yani ilk değil son soracağınız sorular olmalıdır. Çok soru sormak da fazla meraklı ve sorgulayıcı olduğunuz izlenimi verebilir. Kaliteli 2 veya maksimum 3 soru yeterlidir. Soru sormanın mantığını aktarabildiğimi umuyorum. İş görüşmesinde bırakacağınız etki bütünsel bir durumdur. Doğru ve kaliteli sorular sormak veya sormamak sizi direkt eleyecek bir şey olmamakla birlikte hakkınızda varılacak karara etki eden önemli bir alandır. Görüşmenin tamamında vereceğiniz izlenimi sorularınız ile olumlu veya olumsuz anlamda desteklersiniz. Bu sebeple size sunulan bu fırsatı doğru değerlendirmeniz önemli.
İş görüşmesine katılacak herkese bol şans dileyerek yazıyı noktalıyorum.
Sevgilerimle
Sinem Işık